Felah

Kurtulus anlamina gelen felah, bir istikamet üzere ezelden ebede, bengi duygu ve düsünceler tasiyan bir sanatcinin gönül gözesinden dogmustur. Sanatci igneyle kuyu kazdiginin farkindadir, bundan zevk duyar; adeta kisiyi düsünmeye alistirmayi gaye edinmistir.Felahta Türkcenin zengin kelime dagarcigi ve güclü anlatim bicimi sairin özgün imgeleriyle bulusturulmustur. Sözün dizedeki yeri, kimi zaman serbest kimi zaman ölcülü düzenlenmesi, ahengin olusmasini kuvvetlendirmistir. Siirlerdeki kelime örgüsü; yeni benzetmeler, aktarmalar, deyinmecelerle bezenmistir. Sair her siiriyle Türkce bir evren kurmustur. Bu eserde kosuklardan, kosmalardan; tuyuglardan, sarkilardan okuyani diriltecek esintiler bulunmaktadir.Esenlik iklimine adanmis; umut, emek ve sabirla yazilmis bes bölümden olusan Felah, sairin hayatindan yasantilar, düsünmeler, sahitlikler, duygulanmalar, duygudasliklar tasir. Sami Bülbülün deyimi ile Felah, Bir solukta okunamayacak kadar damitilmis. yerli, köklü düsüncelerin sindigi ama daha cok gönül isi siirlerden olusmaktadir. Bu durum okuyucuya doyumlu anlar yasatacaktir.